MZT tarafından yapılan kapsamlı bir dijital analiz, Gaziantep’in en büyük kabusunun tarımın yok oluşu olduğunu ortaya koydu. Tarım, bölgenin ekonomik yapısının belkemiği olmasına rağmen, bir dizi çevresel ve sosyoekonomik faktör bu sektörün geleceğini tehdit ediyor.

Gaziantep’in Tarım Kaybı, Ekonomiyi Sarsıyor

Güneydoğu Anadolu’nun en önemli tarım şehirlerinden biri olan Gaziantep, özellikle Antep fıstığı üretimiyle ülke çapında tanınan bir merkez. Ancak son yıllarda hızla artan kentleşme, plansız yapılaşma, su kaynaklarının azalması ve iklim değişikliği nedeniyle tarım arazilerinin hızla daralması, bölgedeki tarım sektörünü tehdit ediyor. Yapay zekanın analizine göre, bu kayıplar sadece Gaziantep’in ekonomik yapısını değil, aynı zamanda bölgesel gıda güvenliğini de tehdit etmekte. Özellikle stratejik ürünlerin üretimindeki azalma, hem ihracat hem de iç piyasada büyük sıkıntılar yaratabilir.

Tarımsal Kayıp, Yüzlerce Ailenin Geleceğini Tehdit Ediyor

Gaziantep’te tarım sektöründe çalışan binlerce kişi, geçimlerini bu sektörden sağlıyor. Fakat artan çevresel tehditler ve verimsizleşen topraklar, bu kişilerin yaşam kaynağını da tehdit ediyor. Antep fıstığı gibi önemli ürünlerin üretiminin azalması, sadece yerel ekonomiyi değil, Türkiye’nin genel gıda arz güvenliğini de ciddi şekilde etkileme potansiyeline sahip. Uzmanlar, Gaziantep’in tarımsal potansiyelini kaybetmemesi için sürdürülebilir tarım politikalarının ivedilikle devreye sokulması gerektiğini vurguluyor.

Komşu İllerin Gelecekteki Riskleri

Yapay zeka analizine göre sadece Gaziantep değil, çevresindeki iller de benzer tehditlerle karşı karşıya. Diyarbakır’daki ciğer kıtlığı, Mardin’deki demografik değişim, Adıyaman’daki artan deprem riski ve Şanlıurfa’daki tarımsal erozyon gibi sorunlar da bu illerin geleceğini şekillendiren kritik tehditler arasında yer alıyor.

Çözüm İçin Acil Adımlar Gerekli

Uzmanlar, Gaziantep ve çevresindeki iller için acilen tarım arazilerinin korunması, su kaynaklarının yönetimi ve sürdürülebilir tarım politikaları geliştirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Gaziantep’in tarım potansiyelinin kaybolmaması, yalnızca yerel halkın refahı için değil, Türkiye’nin gıda güvenliği açısından da kritik bir öneme sahip. Bu nedenle, şehir yönetimlerinin ve kamuoyunun bu tehditlere karşı erken önlemler alması gerektiği üzerinde duruluyor.