Temiz İçme Suyuna Erişimin Temel Bir İnsan Hakkı Olması
2022 yılında Tek Sağlık Planı açıklayan Birleşmiş Milletler organları, güvenli içme suyuna erişememeyi, düşük kaynak sahibi ülkelerde, özellikle savunmasız durumdaki insan topluluklarının ölüm ve yaygın hastalıklara yakalanma oranlarının sorumlusu olarak göstermişlerdir[1]. Her insanın günlük olarak 2-2.5 litre temiz içme suyuna erişiminin olması gerektiği kabul edilmektedir[2]. Bizim de tarafı olduğumuz 1966 tarihinde imzaya açılmış ve 1976 tarihinde yürürlüğe girmiş olan Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin yaşam standardı hakkı başlıklı 11.maddesi
“Bu Sözleşmeye Taraf olan Devletler herkese, kendisi ve ailesi için yeterli bir yaşam standardına sahip olma sağlar. Bu standart, yeterli beslenmeyi, giyinmeyi, barınmayı ve yaşama koşullarının sürekli olarak geliştirilmesini de içerir. Taraf Devletler bu hakkın gerçekleştirilmesini sağlamak için, kendi serbest iradelerine dayalı uluslararası işbirliğinin esas olduğunu kabul ederek, uygun tedbirleri alırlar.” demektedir. Maddede yer verilen yeterli yaşam standardına sahip olma ve yeterli beslenme hakkı vurgusu, temiz içme suyuna erişmeyi, bir sebeple Devlet tarafından kapalı bir kurumda tutulan kişiler dahil tüm insanlık için tanımaktadır. Üstelik suya erişimi, kişilerin maddi güçlerini kullanarak kendilerinin tedarik etmeleri gereken bir meta değil[3], Devletin sağlaması gereken temel bir insan hakkı aracı olarak karşımıza çıkarmaktadır. Peki bu kapsamı nereden çıkartabiliriz? Yine Birleşmiş Milletler metinlerinin kendisi bizlere mahpuslar dahil herkese Devlet tarafından temiz içme suyunun sağlanması gerektiğini söylemektedir. Birleşmiş Milletlerin 2030 yılı için Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi Hedef No.6 kapsamında yayınladığı Küresel Hızlandırma Çerçevesi, tüm ülkeleri güvenli bir şekilde içme suyu tedarik etmek üzere göreve çağırmaktadır. Hedef 6 belgelerinde güçlü bir şekilde: “içme suyu hizmetleri, kimseyi geride bırakmama vaadiyle tutarlı olan yoksullar, savunmasız ve marjinalleştirilmişler de dahil olmak üzere herkese ulaşmalıdır.”[4] vurgusu yapıldığını görmekteyiz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 22.02.2016 tarihinde, güvenli ve temiz içme suyu ve sanitasyon hakkını, yaşam hakkı dahil tüm insan haklarından tam olarak yararlanılması için gerekli olan bir insan hakkı olarak bir kez daha vurgulamıştır.
Kapalı Kurumlarda Tutulmakta Olan Kişiler İçin Temiz İçme Suyuna Erişme Hakkı
Birleşmiş Milletler Mahpusların Islahı İçin Asgari Standart Kurallar (Nelson Mandela Kuralları) Kural 22.2.maddesi ile bir Devletin kapalı kurumda tuttuğu herkese her an ulaşabileceği temiz içme suyu sağlama yükümlülüğü getirilmiştir.
Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin temiz içme suyuna erişimi yaşam standardı içerisinde değerlendiğini söylemiştik. Bu da bizleri temiz içme suyuna erişememe sorunu yaşandığında, Devletin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3.maddesi yani “Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz.” düzenlemesine göre sorumluluğu doğacağı sonucuna getirmektedir. Devletin pozitif yükümlülüğü gereği temiz içme suyunu kapatmış olduğu kişilere kendisinin ücretsiz şekilde temin etmesi gerekmektedir. Her ne sebeple, hangi suçlama ile cezaevinde, gözaltı merkezinde veya geri gönderme merkezinde tutuyor olursa olsun, kimsenin temiz içme suyuna erişimi kurumun kantininden satın alınmak üzere teşvik edilebilecek bir husus değildir. Tam tersine kapalı tutan Devletin, tutmakta olduğu kişiye her an ulaşabileceği şekilde temiz içme suyu sağlama yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülük sadece Nelson Mandela Kurallarında açıkça bahsedilmekle yetinilmemektedir. Üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Avrupa Cezaevi Kurallarına Dair Üye Devletlere Rec(2006)2-rev Sayılı Tavsiye Kararı 22.5.maddesi de açık şekilde: “Mahpuslar temiz içme suyuna her zaman ulaşabilmelidir.” demektedir. Dikkatimizi çeken nokta, düzenlemede “kantin açıksa ulaşabilirler” veya “maddi olarak ücretini karşılayabiliyorlarsa ulaşabilirler” gibi bir cümle kurulmadığıdır.
İç mevzuatımızda kapatılan kişilerin temiz içme suyuna ücretsiz erişebileceklerine dair düzenleme var mı? Bu soruya Anayasanın 17.maddesi ile cevap aramaya başlamamız gerekmektedir. Madde: “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.” diye başlamakta ve “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.” düzenlemesini içermektedir. Ücretsiz temiz içme suyu sağlanmayan bir mahpusla ilgili doğrudan kullanılabilir bir iç mevzuat hükmü olarak karşımıza 5272 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 72.maddesi 1.fıkrası çıkmaktadır. Düzenleme: “(1) Hükümlüye Adalet ve Sağlık Bakanlıklarınca birlikte belirlenecek kalori esasına göre, sağlıklı ve güçlü kalması için nitelik ve nicelik olarak besleyici, sağlık koşullarına uygun, makul çeşitlilikte, yaş, sağlık, çalıştığı işin özelliği, dinî ve kültürel gerekleri göz önünde tutularak besin verilir ve içme suyu sağlanır.” şeklindedir.
Kurumlarda Temiz İçme Suyu Teminine Dair Ulaşılabilen Veriler Neler?
Cezaevlerini, gözaltı merkezlerini ve geri gönderme merkezlerini resmi denetleme mekanizmalarından Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Alt Komisyonu ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu tarafından 2020-2024 yılları arasında yayınlanan 108 adet rapor incelendiğinde, kurum musluklarından mahpuslara sunulan suların temiz içme suyu olduğuna dayanak olarak kurum yönetimlerinin Heyetlere, İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik uyarınca analizleri yapılmış su temin edildiği yönünde raporlarını sundukları görülmektedir. Raporlarda, kurumların temiz içme suyu temini konusunda yeknesak bir uygulamaları olmadığı görülmektedir. 2023 yılında Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun Sinop Açık Ceza İnfaz Kurumu ziyaret raporunda olduğu üzere, musluktan mahpuslara sağlanan suyun, temiz içme suyu standardını sağladığına dair bir analiz raporu sunulup sunulmadığına dair herhangi bir veri olmaksızın, mahpusların kantinden su satın alabildikleri şeklinde bilgilendirmede bulunulduğu kurumlara dair veriler bulunan raporlar mevcuttur[5]. Geri gönderme merkezlerinin genel uygulamasının, yemek dağıtımı sırasında günlük 1.5 litre olarak şekilde hazır su dağıtımı yönünde olduğu, ortak alanlarda su sebillerinin bulundurulmasıyla da temiz içme suyu temini yoluna gidildiği görülmektedir[6]. Temiz içme suyu temin edilmeyen, satın alma imkanı da bulunmadığı ve analiz raporlarının bulunmadığı kurumlar da raporlarda yer almaktadır[7]. Bununla birlikte özellikle cezaevlerine dair raporlarda, kurum yönetimlerinin musluktan sağlanan şebeke suyunun içilebilir temiz su olduğuna dair rapor sundukları bazı kurumlar için, Heyetle görüşen mahpusların, suyun esasen içilebilir durumda kendilerine temin edilmediği yönünde yakınmalarda bulundukları görülmektedir[8]. Şebeke suyunun içmeye uygun olmadığı, kurum idaresi tarafından günlük 1.5 litre hazır içme suyu temini yoluna gidildiği fakat bu dağıtımın her gün düzenli olarak yapılmadığı bir örnek olarak Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu tarafından 2024 yılında Patnos L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu raporu gösterilebilir[9].
Uluslararası düzenlemeler ve iç mevzuat hükümleri, Devlete temiz içme suyunu kapalı tutmakta olduğu herkese temin etmeyi bir pozitif yükümlülük olarak tanımlamaktadır. Bunu da dikkate alarak, istisnasız tüm kapatma mekanlarında, istisna tanınmaksızın herkese her an ulaşabileceği şekilde temiz içme suyu sağlamanın Devletin üzerinde bir yükümlülük olduğu açık şekilde karşımıza çıkmaktadır. Ancak mevcut denetim raporlarının da gösterdiği üzere kurumların yüzde yüzü için bundan bahsedemediğimiz sonucuna ulaşmaktayız.
Av. Onur SEZEN
------------
[1] FAO, UNEP, WHO,WOAH (2022), One Health Joint Plan of Action (2022-2026). Working together for the health of humans, animals, plants and the environment, 2022, https://doi.org/10.4060/cc2289en ,s.5.
[2] Bağcı Bosi, A. T. vd. (2020), “Tıp Fakültesi 6. Sınıf Öğrencilerinin (İntörnlerin) Su Tüketim ve Defekasyon Alışkanlıklarının İncelenmesi”, Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi, Cilt:29, Sayı:2, s.103.
[3] Topçu, E. (2008), “Bir İnsan Hakkı Olarak Su Hakkı”, İnsan Hakları Yıllığı, Cilt 26, 2008, s. 17.
[4] World Health Organization (2022), State of the world’s drinking water: an urgent call to action to accelerate progress on ensuring safe drinking water for all, s.11
[5] Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Sinop Açık Ceza İnfaz Kurumu Ziyareti Raporu, 2023/13, s.6.
[6] Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Antalya Geri Gönderme Merkezi Ziyareti Raporu, 2022/23, s.15; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kayseri Geri Gönderme Merkezi Ziyareti Raporu, 2022/07, s.8; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Van Kurubaş Geri Gönderme Merkezi Ziyareti Raporu, 2020/10, s.12; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Pehlivanköy Geri Gönderme Merkezi Ziyareti Raporu, 2023/06, s.12-13; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Kocaeli Geri Gönderme Merkezi Ziyareti Raporu, 2022/2, s.12; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Bursa Geri Gönderme Merkezi Ziyareti Raporu, 2024/34, s.11; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Aydın Geri Gönderme Merkezi Ziyareti Raporu, 2023/27, s.11; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Gaziantep Geri Gönderme Merkezi Ziyareti Raporu, 2023/04, s.13; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Ağrı Geri Gönderme Merkezi Ziyareti Raporu, 2024/64, s.14; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, İstanbul Binkılıç Geri Gönderme Merkezi Ziyareti Raporu, 2024/48, s.9.
[7] Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Iğdır Geri Gönderme Merkezi Ziyareti Raporu, 2023/11, s.13.
[8] Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Adana F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Ziyareti Raporu, 2024/19, s.13; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Ziyareti Raporu, 2022/52; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Kars T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Ziyareti Raporu, 2022/25, s.7.
[9] Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Patnos L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Ziyareti Raporu, 2024/57, s.10.