SİLİFKE‘de Ticaret Odası, Milli Eğitim Müdürlüğü ve Mersin Üniversitesi Silifke Yüksek Okulunun birlikte düzenlediği 2. Kitap Fuarına Silifke’de bulunan Yazar, Şairler de davet edildi. Bizler de orada yer aldık.
Milli Eğitim Müdürlüğü (Eski Halk Eğitim ) Salonunda yapılan kitap fuarına ilgi büyüktü. İlçe Kaymakamı, Belediye Başkanı ve mülki amirlerin ve öğrencilerin katıldığı fuarda konuşmalar ve sergiyi ziyaret edenler oldu.
Rıfat Karaduman, Rıfat Yörük, Aydan Yalçın, Ayhan Yalçın, Yaşar Öztürk, Gönül Seçinti, Gülçin Mıhçı, Pınar Dalyan, Pınar İlhan Kırkkulak, Talip Şimşek, Meryem Güneş Berberoğlu, Özge Yıldız, Mustafa İnceoğlu, Sevil Ateş, Mehmet Yetkin ve Avukat Uğur Olgay ile sergi haftasında birlikte olduk. Sohbet ettik. Gelenlere kitap imzaladık. Onlarla söyleşiler yapıldı ama esas olan bizler tanış olduk. Gitar geldi, çalındı, söylendi. Sergi korosu oluştu.
Uğur OLGAR‘ın son yazdığı Çan Eğrisi romanını imzalı olarak aldım, bir çırpıda okudum.
Kedi, köpek kısaca hayvan sevgisi ile gençlerin yaşam öyküleri içinde insan sevgisi, doğa sevgisi Çan Eğrisi boyutunda okuyucuya ulaştı.
Nükleer santral inşaatı ile başlayan Rus ve Sovyet halklarından Ukrayna, Azerbaycan, Türkmenistan gibi Türklerin oluşturduğu bir yaşam birlikteliği. Rusya, Ukrayna savaş yaparken, işyerinde birlikte çalışanlar. Aynı evi paylaşanlar.
Gençler bir araya geliyor. Tanış oluyorlar. Nina, Tolga, Boris- Tatyana, Olga-Ludmilla, Aleksey-Tanya, Anton Mikolay, Cezmi, Avukat Mirza – Hüner Öğretmen, Sibel, Zarife – Özhan, kimisi Türk, kimisi Rus, Ukraynalı bir arada dostluk kurmuşlar.
Yazar kendini ve eşini romanın içinde kahraman yapmış. Sairler, yazarlar. Barda çalışan kadınlar. Zaman zaman kavga etseler de, dostlukları hiç eksilmemiş. Birlikte yemek yemişler, sohbet etmişler. Gitar çalıp, şarkılar söylemişler. Azeri, Kırgız, Rusça dillerden dökülen şarkılar dile gelmiş.
Silifke ve Göksu nehrinin güzellikleri mekanları olmuş. Fakiri, zengini ortak sofra kurmuşlar. Ama her şeyden öteye, kedi ve köpekleri ihmal etmemişler. Bir yere giden emanet kedisini birine bırakmış. O kediler sayesinde diğer sokak kedileri de nasibini almış, bunu gören hayvan severler çoğalmış. Artık sokaklarda kediler özgür. Onlar dost. Sabahleyin işe giden kadın önce durakta beklerken onların azıklarını veriyor. O durağa yaklaşırken kediler onun peşine takılıyor. Kurulu bir saat gibi o anda ortaya çıkıyorlar.
Kimisi akşam işten gelince onlar için hazırladıkları azıkları onlara dağıtıyorlar. Hem hizmet eden, hem hayvanlar mutlu oluyor. Aralarında bir sevgi bağı oluşuyor. Doğa sevgisi, hayvan sevgisi ve sınır tanımayan insan sevgisi.
“Bu romandaki kahramanların çok azı ÇAN EĞİRİSİ’nin doruğunda oturuyorlar. İnmeleri an meselesi, büyük bir bölümü Eğri’den çoktan inmişler ve eteklerinde dolaşıyorlar. Bir üst sınıf olan Mahşere geçmeyi bekliyorlar. (Oysa onlar yaşam içinde güzellikleri bulup yaşıyorlar. Yani cennet dedikleri yerde yaşam devam ediyor.)
Nina, Tuğra, Mirza, Cezmi, Olga, Ludmilla, Boris, Sibel, Fuşya, Zarife ve diğerleri bu romanın ÇAN EĞİSİ’nin tepesine çıkarmayı başarabilecekler mi? Bunu okurların Çan Eğrileri gösterecek.“
Böyle betimlemişler. Okumak lazım. Okuyunca sevgi duyguları kabaracak. Ne diyelim, “Boş çuval boş durmaz”. Okumak lazım. İşte okuyacak bir kitap. Dostumuz Avukat Uğur Olgar’ın emeklerine sağlık. Yazma yetisi hiç eksilmesin.
(*) ÇAN EĞİRİSİ – UĞUR OLGAR- ŞEY KİTAP- seykitapyayinleri@gmail.com/ KARŞIKAYA- İZMİR