Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu.
8 Mart dolayısıyla DEM Parti, kadın grubu düzenledi.
Grup toplantısının öncesinde yaklaşık 5 dakikalık bir video ile DEM Parti'nin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü videosu izletildi.
"Selam olsun dünya genelinde erkek egemen sisteme karşı mücadele eden kadınlara" diyen Hatimoğulları; Leyla Güven ve Figen Yüksekdağ ile cezaevinde tutulan diğer DEM Partili kadın tutuklulara da selam gönderdi.
"Mücadele tarihini bütün ağır bedellere rağmen günümüze kadar taşıyan bütün kadınlara sözümüz olsun ki kadınların özgürce yaşayabileceği bir coğrafyayı hep birlikte kuracağız" diyen Hatimoğulları, şöyle devam etti:
"ERKEK ŞİDDETİNİ ÖNLEMEK İÇİN SAHİCİ ADIMLAR ATILMADI"
"Bizler mücadelemizi erkek egemen sisteme ve bunu büyüten devlet anlayışına karşı verdik. İktidar kadına yönelik erkek şiddetini önlemek için asla sahici adımlar atmadı. 2025 yılını 'Aile yılı' ilan edildi. Kürtajı, gebeliği önleyici önlemleri hatta sezaryanı anormal gösteren uygulamalara karşı çıkıyoruz. Kadının bedeninin üstünü çek ey iktidar. Kadınlar en çok sevdikleri erkekler tarafından katlediliyor.
Erkek şiddetini önlemenin yol haritası çok açıktır. Biz bunu alanlarda, meydanlarda, Türkiye kadın hareketi ile birlikte dillendirdik. Her kadın milletvekilimiz kürsülerden bunu dillendirdi. Öncelikle İstanbul Sözleşmesi'ne derhal geri dönülmelidir. Kadınlara dayatılan yoksulluk anlayışından derhal vazgeçilmelidir.
Kadın yoksulluğu sadece ekonomiyle ilgili bir sorun değildir kadınlar için. Ekonomik krizle birlikte kadınları gittikçe yoksullaşmasına yol açan bu politikalara son verip cinsiyet eşitlikçi ekonomi politikalarının hayata geçirilmesi acil ihtiyaçtır. Kadınların sorunlarına el atmak isteyen belediyelere bu iktidar kayyum atadı."
"Kayyumlar gidecek, kadınlar ve seçilmişler kalacak" diyen Hatimoğulları, konuşmasına şu şekilde devam etti:
"Kıyafetlerimiz, milliyetimiz, dilimiz, inancımız farklı olabilir. Farklı kültürlere sahip olabiliriz evet ama bütün kadınların en güçlü paydası kadın olmaktır. Bizler kadın özgürlük mücadelesiyle barışı örgütlüyoruz şiarıyla alanlarda ve meydanlarda olacağız."
Hatimoğulları'nın konuşması sırasında sık sık "Jin, jiyan, azadi" sloganları atıldı.
"ÇAĞRI AYNI ZAMANDA DEVLETE VE MUHALEFETE"
Daha sonra PKK lideri Abdullah Öcalan'ın örgütüne yaptığı silah bırakma ve fesih çağrısından bahseden Hatimoğulları, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Artık korku, kaygı ve sendromların değil, demokrasi, özgürlük ve adalet taleplerinin yaşamımıza girmeye başlayacağı döneme yakınız. Sayın Öcalan bir asrı cesaretle kapatmıştır. Bu manifestonun muhatapı sadece PKK değil devlettir ve muhalefetin tamamıdır. En önemli muhataplardan biri de TBMM'dir. Parlamento hızla demokrasi alanını genişletmelidir. Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasi ile taçlandırıldığında kalıcı bir barış mümkün olacaktır.
'TEMEL MÜCADELE DİNAMİĞİ ADALET VE ÖZGÜRLÜKTÜR'
Türkiye'nin önündeki süreçte temel mücadele dinamiği adalet ve özgürlüktür. İktidar bu çağrının gereğini yerine getirdiğinde bütün halklar ve inanç grupları çok büyük kazanacak, Türkiye muhakkak barışa kavuşacak. Öcalan'ın çağrısına eşine as rastlanır bir destek geldi. Yurt içinde de Devlet Bahçeli, Özgür Özel, Ali Babacan, Ekrem İmamoğlu, Ahmet Davutoğlu ve ismini sayamadığım çok sayıda aktör destek açıklaması yaptı. Bileşenlerimiz, sol sosyalist ve demokrat partilerin destek açıklamaları oldu. Bu tarihi bir destektir.
"ADIM ATMA SIRASI İKTİDARDA"
PKK'nin ateşkes ilanından sonra adım atma sırasının iktidarda olduğunu belirten Hatimoğulları şunları söyledi:
"PKK'nin ateşkes ilan etmesi barış inancımızı büyütmüştür. Bu umudun daha da büyümesi için PKK'nin kongresini toplayacağı zeminin oluşturulması ve sınır ötesi operasyonların durdurulması çok önemli. Bu sürecin selameti açısından adım atması gereken iktidar ve devlettir. Barışı önce dilimizde inşa edeceğiz. Bu konularda da medyaya ve basın emekçilerine çok büyük görev düşmektedir. Sayın Erdoğan'ın bu süreci sahiplenmesi önemlidir ama barışın tesisi için söz yetmez, eylem ve icraat gerekir. Bu da sayın Cumhurbaşkanı'ndan beklenir.
Bu başlangıcı büyütmek ve geliştirmek bizlerin elindedir. Geçmiş dönemlere bakıp 'zor' diyenleri görüyorum. Burada biz demokratik cumhuriyet için bu coğrafyada verdiğimiz örgütlü mücadeleye, tarihsel bilgi ve birikimlerimize ve biz kadınlar en çok kendimize güveneceğiz bu süreçte. Sayın Öcalan da ifade etti her kesimin çok büyük katkısına ihtiyacı var. Öcalan'ın özgür çalışma ve yaşam koşulları hızla oluşturulmalıdır. Bu sürecin yasal ve hukuki zemini oluşturulmalıdır. Barış cesurların işidir. Barış siyasetin ve güncel politik tartışmaların üzerindedir."
"BÖLÜNME KAYGISINI BÜYÜTENLER KANDAN BESLENENLERDİR"
Türklere de özel olarak seslenen Tülay Hatimoğulları, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı:
"Artık Türkiye'nin konuşma zamanı. Demokratik siyaset, gelecek koşullara bırakılacak en değerli mirastır. Buradan Türk halkına seslenmek isterim. Bu gelişmelerin barış ve çözümle nihayetlenmesi sadece Kürt halkına yaramayacak. Kafalarınızın karışık olduğunu biliyoruz. Devletin resmi ideolojisinin kurduğu sistem bu kafa karışıklığına sebebiyet vermiştir. Bu süreçten bütün halklar kazanacak, hepimiz kendi dilimiz ve inancımızla özgür yaşayacağımız bir sürecin başlangıcı olacak. Bölünme kaygısını büyütenler kandan beslenenlerdir. Bir çağ kapanıp başka bir çağ açılırken biz ortak geleceği kurmak için hazırız. Bizler barış yolunda adımlarımızı koşarak atacağız.
Sevgili Selahattin Demirtaş'ın dediği gibi, barış ağacına bir damla su verme zamanı. Onlarca yıllık mücadelesiyle barış tohumunu fideye dönüştüren, en ağır bedelleri ödeyen Barış Annelerinin önünde saygıyla eğiliyorum. Bu sürecin en önemli sahibi sizlersiniz. Anneler diyor ki, savaş değil barış istiyoruz. Artık bahar gelsin. Asker annelerine de sesleniyoruz. Acımız arasında bir fark yok. Bundan sonra tabutları kucaklamayalım diyor Barış Anneleri."
Bütün kadınları 8 Mart'ta alanlara davet eden Hatimoğulları, Newroz Bayramı kutlamalarına da geniş katılım çağrısı yaptı.