Özge Özder: Anne olmak hayatımın en keskin virajı

Oluşturulma Tarihi: Mart 17, 2025 08:21

Özge Özder ile yeni tiyatro oyunu “Gidion’un Düğümü” ve mutlu aile yaşantısı üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Luna adlı bir kızı olan oyuncu “Hayatımdaki en sert, keskin virajım anne olmak. Bambaşka biriyim. Hayatım Luna’dan önce ve sonra diye ayrılıyor” diye konuştu.

◊ Yeni oyununuz “Gidion’un Düğümü” ile başlayalım. Oyunda rolünüz nedir?

- Bir anneyi oynuyorum, Gidion’un annesi Corryn Fell’i yani. Oldukça eğitimli, güçlü, vizyon sahibi, yüksek bir akademisyen aynı zamanda. Kendi doğrularından pek şaşmayan, biraz da narsistik yapıda bir kadın. Oyun bir annenin oğlunun veli toplantısına gitmesiyle başlıyor ve Gidion’un öğretmeniyle yaptığı ikili görüşmeyi anlatıyor.

◊ Oyunda hangi konular ele alınıyor?

- Oyunda, şu anda dünyada ilk üçteki bir problem olarak görülen akran zorbalığı, vahşet, çocukların intihara meyli, psikolojik sorunları onun dışında eğitim sistemi ve ebeveynlik gibi önemli konular ele alınıyor.

◊ Size göre sistemde nerede hata var?

- Aslında sistem tek bir yerde hata vermiyor. Oyun sürekli merceğini odağını başka yöne çeviriyor, anneye, öğretmene, çocuğa, akranlarına, onların yaptığı zorbalıklara hatta sanata ve çocuğun iç dünyasına... Aslında bir bakıyoruz ki sanatçı diye düşündüğümüz o çocuk da zorbanın ta kendisi. Yani 360 derece dönen bir göz ve mercek olarak karşımızda bu oyun ve suçluyu ararken gözünü hepimize dikiyor. Oyunu tam da bu yüzden 3’üncü defa izleyen var. Çok sert bir oyun olmasına rağmen hem de...

Özge Özder: Anne olmak hayatımın en keskin virajı

Fotoğraf: Levent KULU

◊ Seyirciler sizce bu oyunu neden izlemeli?

- Çünkü herkes mutlaka kendisiyle yüzleşecek ya da önemsediği konuları hiç beklemediği bir perspektiften ele alan bir metin görecek. Çağımızda çok fazla çocuk ölümü ve intihar var. Çocukların dünyasına çok başka bir yerden bakma şansı olacak seyircinin. Bazen oyunun konusunun ağırlığı ve kendisiyle yüzleşmeyi kaldıramayan, bir noktada içselleştirip fenalaşıp ağlayarak çıkan seyircilerimiz oluyor. Çok ters köşe bir oyun.

LUNA EVDE BÜYÜK SÖZ SAHİBİ

◊ Bazen çocuğunuzda da size karşı başkaldırış oluyor mu?

- Şu anda Luna tam o itiraz ve kimlik bulma yaşında. 4 yaşın gerektirdiği her şeyi yapıyor. Kıyafetini kendi seçmekten tut da beğenmediği bir şeyi söylemeye kadar. Çocuğun tabii ki annesi olarak onun iyiliği için bazı şeylerine müdahale ediyorsunuz. Ama onun hayırlarını duymamak da onda başka travmalara sebep oluyor. Yani ileride hayır diyemeyen bir insan
yaratabilirsiniz.

◊ Evde son söz kimde?

- Luna evde büyük söz sahibi. Biz ona şımartmadan seçeneklerini sunuyoruz. Hayatımızın belirleyicisi Luna.

◊ Kızınızın hayatınıza büyük etkisi var...

- Evet, çok. Luna’dan önce ve sonra diyebiliriz. Hayatımdaki ilk viraj konservatuvara girmemdi. İkinci viraj ise Sinan’la evliliğimdi. Üçüncü ve en sert, keskin virajım anne olmak oldu. Anne olduktan sonra bambaşka biri oldum.

Özge Özder: Anne olmak hayatımın en keskin virajı

Tiyatro benim anavatanım

◊ Tiyatro mu, sinema mi, televizyon mu?

- Ben sinemaya çok büyük kıymet veriyorum. Özellikle bağımsız işlerde çok güzel senaryolarla, önemli konulara değinen işler çıkıyor. Bir festival filminde çok içime sinecek, kariyerime altın harflerle yazacağım bir rol oynamayı çok istiyorum. Ama baktığımızda benim anavatanım tiyatro. Ait hissettiğim yer yani. Geldiğim topraklar ve atardamarım tiyatro. Ruhen de oradan besleniyorum ve tiyatro yapmadan nefes alamam. Zaten tanınır olma hikâyem de orada başladı. Ben fiziki özelliklerimle ya da başka bir şekilde dikkat çekerek ekranda yer bulmadım. Ben ödül aldıktan ve tiyatrodaki başarılarımdan sonra dikkat çektim. Bana bütün kapıları açan aslında tiyatrodur. Dolayısıyla beni her zaman zinde tutan da tiyatro.

Özge Özder: Anne olmak hayatımın en keskin virajı

Hayalim ailemle dünyayı dolaşmak

◊ En uç hayaliniz nedir?

- Dünyayı dolaşabilmek her yeri adım adım ayak basabilmek ama ailemle. Oynamak istediğim çok fazla rol de var bir yandan. Kişisel tarihimde ben bu rolü oynadım ve bence çok şey söyledim diyebileceğim bir rol oynamak istediğim. Ekranda bunu çok yapamayabiliriz ama tiyatro külliyatı bir derya ve milyon tane rol sayarım size oynamak istediğim ya da belki dijitalde, sinemada bulabiliriz o rolü. Kim bilir. Artık 45 yaşımı geçtiğim içim biraz acelem varmış gibi de hissediyorum bu rolleri oynamak için.