Volkan Konak, Mağusa’da verdiği konserde sahnede fenalaşarak yere yığılmadan önce Selim Bölükbaşı’na son kez sarıldı. O an, bir sanatçının değil; bir dostluğun, bir mirasın ve bir sahne hikâyesinin de vedasıydı. Kazım Koyuncu’nun emanet ettiği çocukluk arkadaşı Selim, gözleri önünde yitirdiği Volkan Konak’a sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımla son vedasını yaptı…
Müziğin ve yüreğin sesi Volkan Konak, sahnede geçirdiği ani rahatsızlık sonucu hayata veda etti. Onun ardından milyonlarca seveni gibi bir kişi daha vardı ki, bu veda onun yüreğini derinden parçaladı: Selim Bölükbaşı… Kazım Koyuncu’nun Volkan Konak’a emanet ettiği çocukluk arkadaşı Selim, tam da onun arkasında durduğu bir sahnede, gözlerinin önünde yitirdi sevdiği abisini. Selim Bölükbaşı, son vedasını da sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımla gerçekleştirdi.
Volkan Konak ile Selim’in İlk Tanışması: Bir Şarkı, Bir Kalp Bağı
Selim Bölükbaşı ile Volkan Konak’ın yolları ilk kez, Kazım Koyuncu’nun hastane günlerinde kesişti. Kazım, yaşamının son evresindeyken Volkan’ı yanına çağırmış ve Selim’i göstererek “Bu çocuğa sahip çık” demişti. O gün orada başlayan tanışıklık, kısa sürede bir sahne dostluğuna, bir abi-kardeş bağına dönüştü. Kazım’ın emaneti olan Selim’i hiç yalnız bırakmayan Volkan Konak, yıllar boyunca onu sahnesine, kalbine ve hayatına dahil etti.
Türkülerle Yazılan Bir Hikâye
Kazım’ın vefatından sonra, Selim ile Volkan birlikte birçok projeye imza attı. Karadeniz’in sert rüzgarlarını yüreklere işleyen türküler söylediler. Birçok konserde aynı mikrofonu paylaştılar, aynı türküye yürek verdiler. Selim, sahneye çıktığında Volkan hep arkasındaydı. Sadece müzik değil, yaşamda da destekti ona.
Selim Bölükbaşı sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Bu paylaşımı yapmamak için çok uğraştım çünkü; yakıştıramadım. Fakat, yapmam gerektiği gerçeği buna müsaade etmedi. Söylenecekleri sığdırabilir miyim buraya? Tabiki asla İçimin yandığı, beynimin uyuştuğu, kalbimin sıkıştığı, gözlerimin görme yetisinin yetersiz kaldığı, damarlarımdaki kanın sanki çekildiği, vücudumun 300km bir hızla duvara toslayıp paramparça olduğu, son kulisimizdeki sohbetimiz ile sahnede yere yığılmış kalp masajı yapılan halin arasında pinpon topu gidip gelişimin tarif edilemezliği, 20 senemizin içine sığan milyon tane anılarımın ağırlığı, cesaretinin bize verdiği gücün artık zayıflığı, bu ülkeye en çok lazım olan fikirlerinin eksilişi, öğrettiğin tecrübelendirdiğin ne varsa herşeyi, ağabeyliğini, desteklerinin artık olamayacak oluşunun hüznünü, mavralarımızın sonunda yaşadığımız sarhoş yorgunluğumuzun bir daha olmayacağını ve bunun gibi buralara sığmayacak bir çok şeyin acısını hisseden ben… nasıl sığdırayım buraya? Nasıl yazayım? Nasıl paylaşayım? Var mı tarif edecek kimse? Hiç bir dil anlatamaz bu acıyı! Ahhh Volkan abi sen derdin arkasını dönen kişi sevdiğin olunca yaşadığın acıyı tarif etmek için sevdiğine haykırıp; ‘Bana arkanı dönme!’ Diye. Neden döndün bize arkanı? Neden? Şimdiden seni çok özledim Volkan abim. Seni tek görebileceğim yer şarkılar olacak ve artık tüm şarkıları sana olan hasretimi gidermek için çalıp söyleyeceğim. Şarkılarda görüşmek üzere Volkan abi"