BİO-DER Başkanı Kofalı: Nüfus artmamalı - Kıbrıs Gazetesi - Kıbrıs Haber, KKTC Son Dakika ve Gündem Haberleri

BİO-DER Başkanı Mustafa Kofalı, 16 Nisan Biyologlar Günü’nde çevre sorunlarının nedenlerine değindi, çözüm önerilerini aktardı.

“Açgözlü tüketim var”… Kıbrıs Türk Biyologlar, Doğayı Araştırma ve Koruma Derneği (BİO-DER) Başkanı Mustafa Kofalı, çevrenin korunmasının, sabit nüfus politikaları ve bilime dayalı yönetimle mümkün olabileceğini belirterek, “İnsanlar, doğal kaynakları açgözlülükle tüketiyor. Bu şekilde giderse Mars’a gitmeye zaman kalmayabilir.” dedi.

Cemre CEMALİ

Türkiye’de 16 Nisan, Biyologlar Günü olarak kutlanıyor. Bu özel günde, biyologların doğayı ve canlıları inceleyerek bilim dünyasına katkılarını takdir etmek ve mesleğin önemini vurgulamak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenleniyor.

Ülkemizde de 1999 yılında Kıbrıs Türk Biyologlar, Doğayı Araştırma ve Koruma Derneği (BİO-DER) kuruldu.

Derneğin kurucu üyelerinden 62 yaşındaki dernek başkanı Mustafa Kofalı, bu özel günde KIBRIS’a konuşarak “Adalar sınırlı alanlardır. Sınırlı alan içerisinde popülâsyonun sürekli artışı, bir kültürün diğer kültür altında yok olmasını sağlar.” dedi.

Güngör Çöplüğü’ndeki yangına dikkat çeken Kofalı, “Daha önce de dernek başkanı olduğum dönemde Dikmen Çöplüğü’nün kaldırılması için büyük bir kamuoyu oluşturduk. Çöplük, Dikmen’den çıktı ancak Güngör’e gitti.” diyerek, bunun bir çözüm olmadığına vurgu yaptı.

“Avrupa ülkeleri Biyologlar Birliği kurucu üyesiyiz”

BİO-DER Başkanı Mustafa Kofalı, 1981 yılında Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji Bölümü’ne adım attığını ve 1985’te biyolog unvanıyla mezun olduğunu hatırlatarak, aldığı pedagoji eğitimi sayesinde uzun yıllar boyunca biyoloji öğretmeni olarak da görev yaptığını ifade etti.

Kofalı, en çok araştırmak istediği alanının kendi ülkesinin flora (bitki örtüsü) ve faunasını (hayvan örtüsü) tespit etmek olduğuna dikkat çekerek, bu bağlamda Kıbrıs Türk Biyologlar, Doğayı Araştırma ve Koruma Derneği’ni kurduklarını anlattı, şöyle dedi:

“Bir biyolog olarak 1999 yılında bu derneği kurduk. Ben de derneğin kurucu üyesiyim, 25 yaşını yani gençlik evresini geçmiş, olgunluk evresinde bir derneğiz… Dernek olarak çok önemli çalışmalar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Aynı zamanda Avrupa ülkeleri Biyologlar Birliği kurucu üyesiyiz. Rum tarafındaki biyologlar da bize dahildir.”

“Dere hâlâ sıyrılıyor”

Kofalı, derneğin yaptığı bazı faaliyetlerden bahsederek, Kanlıdere ve Asi Dere’deki bitki ve hayvan türlerini saptayarak kitaplaştırdıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:

“2003 yılında Kanlıdere ve Asi Dere florası adında bir kitap çıkardık. Bu, derneğimizin ilk çalışması ve bir arşiv niteliğindedir. Bu kitap adada bulunan bitki türlerinin 3’te 2’sini içerisinde barındırıyor. Ancak günümüzde üzülerek görüyoruz ki bu gerçek ortada yokmuş gibi, dere hâlâ sıyrılmaya devam ediyor.”

‘Ekoloji ve çevre kitabı’

Kofalı, BİO-DER’in başka bir çalışmasının ise  ‘Ekoloji ve Çevre Kitabı’ olduğunu kaydederek, “Ülkemizde hangi lisede okuyor olursa olsun 9. Sınıf öğrencileri için bu kitabı yazdık. Bu ders kitabı Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, Turizm ve Çevre Bakanlığı ve Biyologlar Derneği’nin iş birliği ile çevre platformunun desteği ile hazırlandı.” dedi.

Bu kitabın uzun yıllardır müfredatta olduğuna işaret ederek Kofalı, “Ben 2021 yılında emekli oldum. Bu kitabı yaklaşık 10 yıl boyunca öğrencilerime okuttum. Hâlâ müfredatta, yeni bilgilerle revize edilmesi noktasında planlamalarımız var.” ifadelerini kullandı.

Kofalı, 16 Nisan’ın Türkiye’deki biyologların başlattığı bir farkındalık günü olduğunu söyleyerek bu vesile ile farkındalık yaratıldığının altını çizdi.

“Dünya yaklaşık 5 milyar yaşında”

Bilimin realite olduğunu belirten Kofalı, “Biyoloji kitaplarından evrim teorisinin mucidi olan Charles Darwin’in adının çıktığını görmek… Biyolojinin temeli ve olmazsa olmazı olan evrim teorisini yok sayan anlayış tehlikelidir.” dedi.

Kofalı, dünyanın yaklaşık 5 milyar yaşında olduğunu ve insanlığın ortaya çıkışının en son olay olduğunu anlatarak, “İnsanlık olarak dünyada var olma sürecimiz yaklaşık olarak 300 bin yıl öncesinden başlıyor. Bu süreç içerisinde birbirimizle kavga edip, çevreyi talan ederek atom bombası atacak kadar ileriye gittik mi? Evet gittik. Bu nedenle bütün bilimler multidisipliner çalışmalı. Dünyayı korumada biyologlar olarak çok önemli bir görevimiz var.” şeklinde konuştu.

“Nüfus kontrolsüz artıyor”

En önemli görülen sorunlardan birinin ülkemizdeki kontrolsüz nüfus artışı olduğunu belirten Kofalı, “Bu artış su kıtlığı da getirir. Ülkemiz kurak iklim koşullarına girdi. Doğanın ürünü olan insan biyolog olsa da olmasa da doğanın bir parçasıdır ve bunun içerisinde ‘akvaryumunu’ koruma sorumluluğu vardır.” dedi.

Kofalı, insanların doğayı ve çevreyi ancak ait hissederse koruyabileceğinin altını çizerek, “Biz, bizden öncekilerin devrettiği mirası bir sonraki nesle devretmek zorundayız. Bu nedenle gelecek doğayı koruyarak inşa edilir.” vurgusu yaptı.

Çevre bilinci var mı?

İnsanlarda çevre bilincinin oluşup oluşmadığı ile ilgili de konuşan BİO-DER Başkanı Mustafa Kofalı, insanlarda aidiyet duygusunun oluşabilmesi için sürekli nüfus artışının olmaması gerektiğini savunarak, “Adalar sınırlı alanlardır. Sınırlı alan içerisinde popülâsyonun sürekli artışı, bir kültürün diğer kültür altında yok olmasını sağlar. Kıbrıs insanı adada yaşadığı için havasıyla, suyuyla, toprağıyla nasıl barışacağını bildi.” dedi.

Kofalı, çevre bilincinin gelişmediğini örneklerle açıklayarak, ülkemizde Cyprus Mines Corporation (CMC) adında kurulan şirketi anımsattı, şunları söyledi:

“Ülkemizdeki bakırı çıkarıp sattılar, her türlü zehri bize bıraktılar. Üzülerek söylerim ki yeterince çevre bilincinin olmadığını net olarak görüyoruz.”

Kofalı, topraklarımızda oldukça yüksek seviyelerde kirlik olduğunu ifade ederek, “Örneğin; radyum seviyesi normalin 400 katı çıktı. Ülkemizde atom reaktörü yok. Peki, bu nasıl olur? Yeni verileri bilmiyorum ama bu durum çok ciddi. Demek ki ülkeme bir yerden bulutlarla gelen bir şey var.” şeklinde konuştu.

“Çöplük Dikmen’den çıktı, Güngör’e gitti”

Yaptıkları tüm uyarılarına rağmen tarım ve hayvancılıkta ciddi bir denetimsizlik olduğuna da değinen Kofalı, Güngör Çöplüğü’nde yaşanan yangınlara dikkat çekerken, şu ifadeleri kullandı:

“Şu an Güngör Çöplüğü yanıyor. Daha önce de dernek başkanı olduğum dönemde Dikmen Çöplüğü’nün kaldırılması için büyük bir kamuoyu oluşturduk. Çöplük Dikmen’den çıktı ancak Güngör’e gitti. Bu çözüm değildir.”

Kofalı, çevreyi korumanın anahtarının sabit bir nüfus ve bilim yolunda ilerlemek olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Nüfus artışı devam ettiği sürece bu tehlikedir. Gerçek referansımız bilimdir. İnsanlar korkunç bir açgözlülükle doğal kaynakları tüketme eğiliminde. Bu açgözlülükle insan kendi sonunu hazırlıyor. Şu an özellikle bilim dünyasında Elon Musk’un geliştirdiği projelerle insanlık Mars’a gitmenin derdine düştü. Ancak insan kendi kaynaklarını korumayıp bu şekilde devam ederse bunu yapmaya zamanımız da olmayabilir. Doğru işler akıl ve bilim yoluyla yapılırsa, dünyamız yaşanılır kalır.”