2025 yılı için ‘Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen atama ve Yönetici Görevlendirme’ sonuçlarının açıklandığını hatırlatan Türk Eğitim-Sen Antalya Şube Başkan Yardımcısı Oğuz Öztürk, “Yeniden görevlendirme ve ilk atama sonuçlarına göre yönetici ve öğretmenler ilgili okullara yerleştirildi. Ancak sonuçlar, eğitim camiasında büyük bir rahatsızlık yarattı. Proje okullarında dört yılını doldurmuş birçok başarılı öğretmenin görev süresi uzatılmadı, bu öğretmenler norm kadro fazlası durumuna düşürüldü” dedi. Öztürk, proje okullarının ‘kadrolaşma aparatına dönüştürüldüğünü’ vurgulayarak, “Akademik başarısı yüksek öğrencilerimizin eğitim gördüğü proje okullarına yapılan öğretmen ve yönetici atamaları, ne yazık ki hiçbir objektif kritere dayanmıyor. Keyfi uygulamalarla yürütülen bu süreç, eğitim sistemimizin en temel yapı taşlarını zedeliyor. Bu okullar, birilerinin ‘kafama göre atama yaparım’ anlayışıyla yönetilemez. Bu durum eğitim camiasına olduğu kadar öğrencilerimize de yapılan büyük bir haksızlıktır” dedi.
‘Endişe verici bir gelişme’
Öztürk, eğitim kurumlarına dışarıdan müdahalede bulunan ve ‘STK ya da sendika’ görünümlü yapıların süreçte etkin rol oynamasından duydukları rahatsızlığı da dile getirerek, “Kamu yönetimi, kamu yöneticileri tarafından yürütülür. Dışarıdan, sıfatı ne olursa olsun, bazı yapıların kamuyu yönlendirme çabası en hafif tabirle hadsizliktir. 15 Temmuz gibi bir felaketin temel sebeplerinden biri de kamunun mensubiyet temelli olarak tasnif edilmesiydi. Aynı tabloyu şimdi proje okullarında görmek, endişe verici bir gelişmedir” diye konuştu.
‘Öğrencileri de etkiledi’
Proje okullarında yaşanan keyfi uygulamaların sadece öğretmenleri değil, öğrencileri de doğrudan etkilediğini belirten Öztürk, özellikle YKS’ye kısa bir süre kala bu tür atama kararlarının öğrenci motivasyonu üzerinde olumsuz etki yarattığına dikkat çekerek, “Öğrencilerimiz Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) iki ay gibi kısa bir süre kalmışken, eğitim kadrosunda yapılan bu değişiklikler motivasyonlarını düşürmüş, okul huzurunu sarsmıştır. TÜBİTAK ve TEKNOFEST’te proje üretmiş, ödüller almış öğretmenlerin görev süreleri uzatılmamıştır. Bu nasıl bir aymazlıktır? Bursa’da iki kez aylıklı ödül alan ve yüksek lisansını tamamlamış öğretmenin atamasının yapılmaması hangi mantıkla açıklanabilir?” diye sordu.
‘Atama örnekleri endişe verici’
Öztürk, yaşanan duruma ilişkin bazı örnekleri kamuoyuyla da paylaşarak, “Bursa’da başarıları belgelenmiş bir öğretmenin yeniden ataması yapılmadı. Turhal’da TEKNOFEST ve TÜBİTAK Proje Koordinatörü öğretmenlerin görev süresi uzatılmadı. Manisa Spor Lisesi’ne beden eğitimi öğretmeni varken edebiyat branşından bir öğretmen müdür olarak atandı. Amasya’da şartları taşıyan yöneticiler dururken, bir STK yöneticisi müdür yardımcısı olarak vekaleten görevine devam ediyor. Bu örnekler, proje okullarında liyakat ve ehliyetin değil, mensubiyetin esas alındığını net şekilde göstermektedir. Sözde eğitim kaygısı taşıyan bazı yapılar, kurumlarımıza adeta çökmüştür. Bu çirkinlikleri yıllardır dile getiriyoruz ancak halen önlem alınmamış olması bizleri endişelendiriyor” dedi.
MEB’e çağrıda bulundu
Öztürk, açıklamasının sonunda Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) net bir çağrıda bulunarak, “Proje okullarında yönetici görevlendirmeleri, MEB Yönetici Atama Yönetmeliği’ne tabi olmalı, öğretmen atamaları ise sınavla yapılmalıdır. Bu okullar birilerinin kadrolaşma alanı olmaktan çıkarılmalı, gerçekten özel program ve proje uygulayan eğitim kurumları haline getirilmelidir. Sayısı hızla artan bu okulların gerçek amacından sapmasına izin verilemez" diye konuştu. Sözlerini sert bir dille tamamlayan Öztürk, proje okullarının asli amacına dönmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bu ucube sistemin rehabilite edilmesi şarttır. Eğitim yöneticilerimiz, okuluna sahip çıkmalı, ‘sen kimsin kardeşim, burayı ben yönetirim’ demelidir. Biz Türk Eğitim-Sen olarak rahatsız olmaya ve bu konuyu gündemde tutmaya devam edeceğiz. Proje okulları kadrolaşma aparatı değildir. Çekin elinizi proje okullarından” ifadelerini kullandı.
ESRA ALTUNKES