Yoldan çıkıp devrilen tır alev alev yandı İhlas Haber Ajansı

ASAYİŞ - 05 Mart 2025 Çarşamba 21:11

Sivas’ın Divriği ilçesinde yoldan çıkıp devrilen tır alev alev yandı.

Edinilen bilgiye göre olay Sivas-Divriği karayolu, Divriği ilçesi Mursal kavşağında meydana geldi. Divriği istikametine seyir halindeki bir tır sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıkarak devrildi. Tırın motor kısmında başlayan yangın kısa sürede tüm tırı sardı. Tır alev alev yandı. Divriği Belediyesi İtfaiye ekiplerinin müdahalesine rağmen tır tamamen yanarak kullanılmaz hale geldi. Olayla ilgili inceleme başlatıldı.

Rahmi Meyveci

Bunlar Da İlginizi Çekebilir

İstanbul Çocuklara ilaç vererek ailelerin cinsel istismarla suçlanmasını sağlayan FETÖ’cü profesör hakkında yarın karar açıklanacak İstanbul’da bir psikiyatri kliniğinde hayvanlarda kullanılan ilaçları çocuklara vererek ailelere ‘cinsel istismar’ tuzağı kurmakla suçlanan doktor Süleyman Salih Zoroğlu ve yardım ettiği öne sürülen 5 diğer sanığın yargılandığı davada yarın karar açıklanması bekleniyor. İstanbul’da bir psikiyatri kliniğinde hayvanlarda kullanılan ilaçları çocuklara vererek ailelere ‘cinsel istismar’ tuzağı kurmakla suçlanan doktor Süleyman Salih Zoroğlu ve yardım ettiği öne sürülen 5 diğer sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tutuklu sanık Süleyman Salih Zoroğlu ve eşi tutuksuz sanık Özgül Zoroğlu hazır bulundu. Duruşmaya bir kısım tutuksuz diğer sanıklar ile taraf avukatları ve müştekiler de katıldı. "Ketamini ilaç dışında kullanmadım uyuşturucu satıcısı değilim doktorum" Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Süleyman Salih Zoroğlu, "Benim kullandığım ketamin dozunda keyif verici bir durum söz konusu değil. Bağımlılık yapıcı bir durum da söz konusu değil. Ketamin fiziksel bağımlılık yapan bir ilaç değildir. Ketamin alındığı zaman çok iyi hissettiren keyif verici bir ilaç da değildir. Depresyona faydalıdır. Ketamini ilaç dışında kullanmadım. Ben uyuşturucu satıcısı değilim doktorum" dedi. Süleyman Salih Zoroğlu’nun savunmasının ardından mahkeme, diğer sanık avukatlarının savunmalarına devam edilmek üzere duruşmayı yarına erteledi. Yarın görülecek duruşmada karar açıklanması öngörülüyor. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 20 müşteki aile ve 21 mağdur çocuğun beyanlarının alındığı belirtilmişti. İddianamede, yaşları 7 ile 18 arasında değişen 21 mağdur çocuğun ve ebeveynlerinin alınan beyanlarına, mağdur çocuklarla ilişkili seans kayıtlarına, ailelere gönderilen mesaj içeriklerine de yer verilmişti. İddianamede Süleyman Salih Zoroğlu’nun mağdurlara teşhis koyarak seanslar sırasında Ketamin maddesi verdiği, cinsel içerikli sorular yönelttiği, bedensel ve ruhsal yönden sağlıklarının bozulmasına neden olduğu, ailenin çeşitli üyelerini istismarla suçlayarak maddi talepler içeren tehditvari girişimlerde bulunduğu, çocukları kendi tutacağı bir eve yerleştirmeye ve yurt dışına göndermeye çalıştığı yönündeki beyanlarla şikayetçi olunduğu anlatılmıştı. Sanık Zoroğlu’nun klinik ve ev adreslerinde ele geçirilen maddeler üzerinde Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi tarafından yapılan inceleme ve analizler neticesinde Ketamin ve Ketamin bulaşıklı madde ve materyaller tespit edildiği de iddianamede açıklanmıştı. İddianamede sanık Zoroğlu’nun mağdur çocuklara yönelttiği kapalı uçlu soruları, hasta mahremiyetini ihlal edici uygulamaları, ebeveynlere yönelik düşmanca ifadeleri, intihar girişimlerine ilişkin pozitif pekiştirgeçlerinin temel mesleki ve etik ilkelere aykırı olduğu, eylemlerinin çocuğun duygusal istismarı kapsamında değerlendirilebileceği ifade edilmişti. İddianamede mağdur çocukların hiçbirinin kliniğe cinsel istismar iddiası, şüphesi, ihtimaline bağlı bir travma sebebiyle gitmediği de belirtilmişti. Sanık Süleyman Salih Zoroğlu’nun tüm vakalara, öykülerinde bir cinsel istismar olmamasına karşın hızlıca Çoklu Kişilik Bozukluğu (ÇKB) ve Disosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB) teşhisi koyduğu da kaydedilmişti. Başlangıçta bizzat çocukların direnç göstererek istismara uğramadıklarını, müracaat sebeplerinin bu olmadığını doktora anlatmaya çalıştığı ancak Zoroğlu’nun ensesti "Allah’ın verdiği özel yeteneklerle, bir önsezi sayesinde, manevi bir gözle bakarak hemen anladığını" iddia ettiği iddianamede ifade edilmişti. Zoroğlu’nun mağdur çocukların pek çoğunu okullarını bırakmaya, ailelerinden ayrılarak oluşturacağı evlerde kalmaya, pasaport çıkarıp yurt dışına gitmeye ikna etmeye çalıştığının tespitine de iddianamede yer verilmişti. Sanık Zoroğlu’nun bu noktada mağdurların ailelerinden şantaj yoluyla temin edeceği paraları kullanmayı planladığı, yurtdışındaki temel bağlantı noktasının da firari durumdaki FETÖ şüphelisi ablasının olduğunu ikrar ettiği iddianamede kaydedilmişti. Zoroğlu’nun mağdur çocukların bir bölümüne çeşitli zehirleyici maddeler kullanarak ebeveynlerini öldürme tavsiyesinde bulunulduğu, çocuğun bu maddeleri kullanması halinde otopside tespit yapılamayacağını söyleyerek suç işleme kararlılıklarını arttırmaya çalıştığı da iddianamede açıklanmıştı. İddianamede Süleyman Salih Zoroğlu’nun 21 kez "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama", 21 kez "eziyet", 4 kez "iftira", 2 kez "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", 2 kez "şantaj", 2 kez "uyuşturucu madde kullanımını özendirme", 1 kez "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme" 1 kez "özel hayatın gizliliğini ihlal etme" suçlarından toplam 96 yıldan 972 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Öte yandan Zoroğlu’na yardım ettiği öne sürülen diğer 5 sanık hakkında ise değişen oranlarda hapis cezası istenmişti.

Ankara CHP milletvekilleri, Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismar Araştırma Komisyonu’nu terk etti CHP milletvekilleri, Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismar Araştırma Komisyonu’nu terk etti. Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismar Araştırma Komisyonu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve Bilgi Teknolojisi ve İletişim temsilcilerini dinlemek üzere toplandı. CHP’li komisyon üyeleri Suat Özçağdaş, Nermin Yıldırım Kara, Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu ve Semra Dinçer, sadece kamu kurumlarının değil mağdur ailelerin de dinlenmesi gerektiğini belirterek ardından komisyon terk ettiler. CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, komisyon başladığında hangi kurumları davet edeceklerine yönelik çalışmalar yaptıklarını ve 100’e yakın kişi ve kurum önerdiklerini söyleyerek, "Geçen haftalarda bu isimlerin dinlenmesi için yazılı bir talepte de bulunduk. Sıla bebeğin teyzesi, Narin kızımızın babası, Alperen Enes’in babası ve annesi, İzmir’de yanarak ölen çocuklarımızın yakınları ve oraya giden personeller, yenidoğan bebeklerin mağdur aileleri gibi. Burada her hafta kamu kurumlarını dinliyoruz, bu çok kıymetli ancak komisyon nereyse her hafta merkezi hükümetin sunumlarını dinliyoruz. Bu sunumları yazılı olarak da alabilirdik. Kamu kurumları doğal olarak yasal görevleri çerçevesinde en iyi bildikleri şekilde işlerini yapıyorlar. Sorun şu; çocuklar ölmeye devam ediyor ve burada kurulma nedenimizi konuşamıyoruz. Burada mağdurların konuşulması lazım" ifadelerini kullandı. Komisyon Başkan Cengiz Aydoğdu, kurumları ortaklaşa çağırdıklarını belirterek, mağdurları dinleme talebini karşılamayacaklarını ifade etti. CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, "Bu komisyonun kurulma amacı Narin, Sıla bebek ve İzmir’de yanan beş çocuktan sonra gerçekleşti. Yani simge olan çocuklar üzerine. Bizim komisyonumuzdan medet uman ve size ulaşan yüzlerce, binlerce mağduriyet oluşturan insan belli ki bir aksaklık var. Hem yargıda hem düzende var. Bu sistemin değişmesi adına bizi umut olarak görüyorlar" dedi.

GERİ BİLDİRİM

Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.